TABUTTA RÖVAŞATA | FİLM YORUMU


Merhaba, bu yazımda 1996 yapımı dram filmi olan Tabutta Rövaşata ile ilgili yorumumdan bahsedeceğim. Türk yapımı olan bu filmin konusu Mahsun adında evsiz barksız, beş parasız birinin sefalet hikayesi. Mahsun, bazen Reis adını verdikleri balıkçının yanında çalışır bazen bir kahvehanenin tuvaletinde. Yatacak yeri olmayan Mahsun, Reis'in kahvehanenin sahibini ikna etmesiyle ona bir oda verdirir. Bu sırada eroinman bir kadına gönlünü kaptırır ancak bu aşk platoniktir. Kadın onu kullanır ve Mahsun bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ama o kadar saftır ki yine de ona yardım eder. Ayrıca kahramanımızın arabalara karşı büyük bir ilgisi vardır. Her gece bir arabayı gözüne kestirir ve sabaha dek gezer. İstanbul'da bir kış ortamı. Evsiz olduğu için ısınamıyor. Ancak çaldığı arabalarda klimayı açarak ısınıyor. Rumeli Hisarı'ndaki tavus kuşları ilgisini çeker ve bir tanesini oradan çalar. Daha sonra oraya tekrar gider ve bu sefer tavus kuşunu öldürüp pişirecekken kale bekçisi onu bulur ve sağlam bir dayak atar. Daha sonra polisler tarafından içeriye atılır. 

Derviş Zaim'in senaristliğini yaptığı, Tunceli Kurtiz ve Ahmet Uğurlu'nun bulunduğu film döneminin en seçkin Türk sineması olarak kabul ediliyor. 

Benden daha yaşlı olan bu film, bende çok da "harika" bir etki yaratmadı. Sanırım 1996'lı yıllar için en iyi olarak görüldüğü için. Konu itibariyle tutunduğu dal elinde kalan ama yine de yılmayan bir adamı anlatsa da ve her ne kadar ilgi çekici gibi görünse de bana pek öyle gelmedi ne yazık ki. Olayları hızlı atlaması, çekimlerinin fazla karanlık olması o yıllardaki sinema teknolojisinin yetersiz olmasından kaynaklanıyor olsa gerek diye düşünüyorum. 

Tabi ki bir filmi değerlendirmek için günümüzle kıyaslama yapmak elbette saçma olur. Ancak ben 1996'lı yıllara ait pek Türk sineması izlemedim. O yüzden sadece pek beğenmediğimi dile getirsem yeterli olur.

İzleyenlerin genellikle beğenmesi şaşırtıcı geldi bana başta. Zevk meselesi. Şiddetle tavsiye etmesem de Türk sinemasında neler olmuş, neler üretilmiş görmek adına ve kültür birikimi adına yararlı olabilir.

En sevdiğim replik;


Soğuk olan hava değil Mahsun. İnsanlar soğuk. Hayat çok soğuk. Keşke bu kadar soğuk olmasaydı da dünya, sen de bu kadar üşümeseydin. Çok değil, bir iki aya kadar da kış biter zaten. İdare et, üşümezsin.

Puanım: 1.5/5




Keyifli seyirler!

6 yorum :

  1. İzlemiştim çok güzeldi, bir de şimdiki filmlere bakıyorum konudan ne kadar çok saptıklarını, sanat için sanat değilde toplum için sanat yaptıklarını görüyorum ve üzülüyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türk sineması toplum için sanattan da çıktı artık. Sanat yaptıklarını da düşünmüyorum. Çünkü amaç sanat yapmaktan çok para kazanmak. Teşekkür ederim yorumun için. :')

      Sil
  2. Ahmet Uğurlu'nun en iyi performansı olarak geçer. Konusu ve işleyiş tarzı itibariyle cesur ve kaliteli bir yapımdır. Emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, kısmen ben de öyle düşünüyorum. Teşekkürler yorumun için. :)

      Sil
  3. Yurtdisinda yasadigim için Türk filmlerini izleyemiyorum her zaman. Iki blogumla da takipteyim deryaninsporgunlugu nü de takip edersen sevinirim 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün bloglarını takip ediyorum herhalde gözden kaçırdın. :) Teşekkürler desteğin için! :')

      Sil

My Instagram

Copyrighted © Engineering Vibes | Mühendislik öğrencisinden bi' şeyler. Bu blog engineeringvibes tarafından aşkla tasarlandı!