Selam! Her hafta dijital günlük yazıları gelecek demiştim, değil mi? Son hafta haricinde çok da yoğun değildim aslında ama dijital günlük yazacağımı tamamen unutmuşum! Şaka gibi. Neyse, kaldığımız yerden devam o halde.
2 Nisanda başlayıp 9 Nisanda son bulan bir vize haftası sürecimi paylaşmak istiyorum. Zira benim için gerçekten -ama gerçekten- yoğun ve yorucu bir haftaydı.
Bu dönem 9 tane deyimi yerindeyse "baba gibi" ders alıyorum. Hepsi birbirinden saf bilgiye dayalı, yoğun içerikli dersler. Dönemin başlarında kurslara ve yeni derslere adapte olmaya çalışırken sürekli hasta olduğum için de derslere düzenli çalışamadım. Sözün özü, derslerine son hafta çalışan öğrenci modundaydım.
Son haftasında ders çalışmak nasıldır bilirsiniz. Her not birbirine girer, uykuyla mücadelede kahve kavanozlarının dibi görülür, otobüste elde kitaplar ya da notlar taşınır ve hatta mümkünse yarım saatlik yolculukta 2 ayın konusu hatim edilir. Berbattır yani. Yaşamayınız.
Aslında en çok can sıkan konu ise annemin tam da bu hafta sağlığının bozulması oldu. 10 cm'lik bir cam kesiğinin ardından kalbiyle ilgili birkaç problem yaşadı ne yazık ki. Aklımı ister istemez meşgul ediyor haliyle. Acaba iyi mi, önemli bir şey var mı gibisinden sorular hep. Ama çok şükür ki iyi şu an. Yine o hafta en yakın arkadaşımın annesinin ameliyat olacağını öğrenmem de üzdü. Ama çok şükür ki onun annesi de iyi şu an. Annelere bi' şey olmasın. Yine bu haftayı zorlaştıran bir başka etmen işte.
Bir de birtakım kafa karıştıran şeyler oldu. Hani olur ya, bazen bazı insanlarla ilişki kurmak istersiniz. Sohbet etmek, tanımak falan. İlişki özürlüsü olan biri olunca bu tam bir karın sancısı haline geliyor. Acabalarla ve keşkelerle dolu. Yine bu hafta! Neden bu haftaydı ama??!
Benim berbat bir özelliğim vardır. Acayip sabırsız bir insanım. Bir an önce bu sınav stresi bitsin diye çıldırdım. Az uyu-sınava gir-ders çalış-döngüyü tekrarla! Bu tarz şeyler beni gerçekten inanılmaz sıkıyor. Bazen üniversite sınavlarına nasıl hazırlandığıma şaşırıyorum. Hatırlamamak üzere hafızamın "asla açma" kısmına gönderdiğim anlar. Büyük bir sabır örneği benim için. Ben daha çok zamanında sakin sakin çalışmayı seven biriyim. Böyle süreli şeyler beni geriyor. -Ben nasıl iş bulup da çalışacağım acaba?
Mesela şu an yazıyı tamamlamadan önce okudum ama bana zor geldiği kadar zormuş gibi görünmüyor. Yaşarken gerçekten kendimi dibine kadar yorgun hissediyordum. Okuyunca "Amma salladın ha, alt tarafı sınav oldun çıktın" diyesim geliyor. Ama siz demeyin.
Neyse, bir anı birikintisini sizlerle paylaştım.
Kendinize iyi bakın!
Annenin iyi olmasına sevindim. Sağlık sorunları olmasın da geri kalan her şey halledilir.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederiim. <3
Sil